
Hard Disk (HDD) Nedir ?
Verilerimizi kalici olarak saklamak için kullanılan bir saklama
birimidir. Sabit disk döner bir mil üzerine sıralanmış, metal veya
plastikten yapılma ve üzeri manyetik bir tabaka ile kaplı plakalar ve bu
plakaların alt ve üst kısımlarında yerleşen okuma/yazma kafalarından
oluşur. Veriler sabit diskteki bu manyetik tabakalar üzerine kaydedilir.
Verilerin kaydedilmesinde mıknatıslanma mantığı kullanılır. Mıknatısın
iki kutbu dijital olarak 1 ve 0 ‘ı temsil eder. Verilerimiz böylece
küçük mıknatıslar halinde bu manyetik ortamlara yazılırlar. Bu manyetik
tabakaların üstü dairesel çizgilerle örülüdür. Bunlara iz (track) denir.
Sabit disk’te birden fazla plakalar üst üste dizilmiştir. Bu plakaların
hem alt hem de üst tarafına bilgi yazılabilir. Herbir plaka üzerinde
altlı-üstlü yerleşen ve herbirinin ortadaki mile uzaklığı aynı olan
izlerin oluşturduğu gruba silindir ismi verilir. Sabit disk üzerinde
herbir yüz bir kafa tarafından okunmaktadır. Bu nedenle kafa ve yüz aynı
terime karşılık gelir. İz yapısını pasta dilimi şeklinde bölünmesiyle
oluşan ve sabit disk üzerinde adreslenebilir en küçük alana denk gelen
parçaya ise sektör (Sector) adı verilir ve bir sektörün
barındırabileceği veri miktarı 512 byte uzunluğundadır. Bu sektör, kafa
ve izler sabit diskte verinin adreslenmesi için kullanılırlar.
Hard disk Alırken nelere dikkat edilmeli? Makalemize Bakabilirsiniz ...
1-Depolama Kapasitesi
2-Dönüş Hızı
3-İz başına sektör sayısı
4-Erişim süresi
5-Dahili veri transferi
6-Kullanılan arabirim(ATA ,SATA ,..)
Hard disk Kullanımında dikkat edilecek hususlar?
1-Kasanın en alt kısmına montaj edilmeli.
2-Bağlantı uçları (Power ile IDE) kırmızı renkli uçları birbirine dönük olmalıdır.
3-Harddisk sanal olarak en az ikiye bölünmelidir.
4-Darbelerden kaçınılmalıdır.
5-Çalışırken kesinlikle hareket ettirilmemelidir.
6-Kapaklarının vidaları gevşetilmemelidir.
7-Jampır ayarlarının uygunluğu kontrol edilmelidir.
1-Depolama Kapasitesi
2-Dönüş Hızı
3-İz başına sektör sayısı
4-Erişim süresi
5-Dahili veri transferi
6-Kullanılan arabirim(ATA ,SATA ,..)
Hard disk Kullanımında dikkat edilecek hususlar?
1-Kasanın en alt kısmına montaj edilmeli.
2-Bağlantı uçları (Power ile IDE) kırmızı renkli uçları birbirine dönük olmalıdır.
3-Harddisk sanal olarak en az ikiye bölünmelidir.
4-Darbelerden kaçınılmalıdır.
5-Çalışırken kesinlikle hareket ettirilmemelidir.
6-Kapaklarının vidaları gevşetilmemelidir.
7-Jampır ayarlarının uygunluğu kontrol edilmelidir.
Hard Disk (HDD) Nasıl Çalışır ?

Bütün
hard diskler temelde aynı yapıdadır. Bir hard disk en basit haliyle şu
parçalardan oluşur: Bilgilerin manyetik olarak depolandığı bir veya daha
fazla sayıda plaka (platter), okuma yazma kafaları, plakalarla okuma
yazma kafalarının hareketini sağlayan motorlar ve diskin kontrolünden
sorumlu devreleri üzerinde barındıran kontrol kartı.
Günümüzde
bir masaüstü bilgisayar çoğunlukla 60GB ile 300GB arasında veri
depolama kapasitesine sahiptir. Diske yüklenen dosyalar, plaka üzerinde
byte denilen en küçük veri paketçikleri şeklinde saklanır. Aslında 1
byte 8 bitten oluşur, bunu düşündüğümüzde en küçük birim bit denilebilir
fakat 1 bitin depolama olarak bir anlamı yoktur. Çünkü diske yazılan
her veri byte olarak paketlenir. Örneğin bir programın açılması için
çağrılan dosyalar byte’lar halinde işlemciye gönderilir.
Şimdi bu parçaları ve bir hard diskin nasıl çalıştığını inceleyelim...
Şimdi bu parçaları ve bir hard diskin nasıl çalıştığını inceleyelim...
Plakalar
Bilgileri
saklamak için kullanılan plakalar alümünyum, cam gibi manyetik
duyarlılığı olmayan maddelerden yapılır. Plakalarda daha uygun ısı
direnci özellikleri ve daha ince yapıda kullanılabildiği için temel
madde olarak modern disklerde alüminyum yerine cam kullanılır ve cama
kırılmasını engelleyecek kadar da seramik karıştırılır. Daha sonra bu
plakaların yüzeyleri manyetik duyarlılığı olan bir filmle kaplanır.

Bir hard diskte birden fazla plaka bulunabilir.
Eskiden
plakaların yüzeylerine temel maddesi demir oksit olan bir sıvı
dağıtılarak sürülürdü fakat hard disklerin kapasitelerinin artmasıyla bu
teknolojinin sınırlarına ulaşılması çok sürmedi. Ayrıca okuma/yazma
kafasının plakaya çarpması durumunda da bu yöntemle üretilen plakalar
kurtulamıyordu ve diski değiştirmekten başka çare yoktu. Günümüzdeyse
electroplating denen bir yöntemle plakaların yüzeyi kobalttan oluşan bir
filmle kaplanır. Son olarak da bu filmin üzerine kafa çarpmalarına
karşı bir miktar koruma sağlayan bir tabaka daha çekilir.
Bilgiler
plakalarda sektörler (sector) ve izler (track) halinde saklanır. Her
sektör 256, 512 gibi belirli bir sayıda byte içerir ve plaka boyunca
yanyana duran bütün sektörlerin oluşturduğu yapılara da iz denir. Diskin
kendisi veya işletim sistemi sektörleri gruplayarak onları cluster
denen yapılar halinde topluca işler. Low level formatting denen işlemle
plakalar üzerinde sektörler ve izler oluşturulur, bunların başlangıç ve
bitiş noktaları plakalar üzerinde belirlenir. Daha sonra da high level
formatting yapılarak dosya depolama yapıları oluşturulur ve dosyaların
palakarda oluşturulan sektörlere ve izlere hangi düzende yazılacağı
belirlenir. Low ve high level formatting işlemleri sonrasında plakalar
okuma/yazmaya hazır hale gelir. Aşağıdaki şekilde mavi renkle bir
sektör, sarıyla da bir iz gösteriliyor.

Plakar üzerinde veri depolanan noktalar moleküler boyutta olduklarından
hard diskin içindeki bir toz tanesi bile plakaları çizerek onlara zarar
verebilir. Bunun için hard diskler tozsuz ortamda üretilir ve
üretildikten sonra kapatılır. İç basınçla dış basıncın dengelenmesi için
de çok iyi filtrelenmiş bir havalandırma deliği bulunur.

Plakalar ortalarından geçen bir mil üzerine belirli aralıklarla
yerleştirilirler ve bu mil etrafında bir motor tarafından belirli bir
hızda sürekli döndürülürler. Böylece plakanın üzerinde duran okuma/yazma
kafası plakanın yaptığı bu dönme hareketi sayesinde bir iz boyunca
işlem yapabilir.
Okuma/Yazma Kafaları
Bir okuma/yazma kafasının görevi adından da anlaşıldığı gibi plaka üzerinde okuma/yazma işlemlerini yapmaktır.
Aslında bir okuma/yazma kafası yaklaşık 1 mm2 çapındaki
minyatür bir elektromıknatıstan başka bir şey değildir. Aşağıdaki
resimde en basit haliyle bir okuma/yazma kafasını görebilirsiniz.
Kafalar okuma yazma işlemi sırasında plakayla temas etmezler, dönen
plakaların yarattığı hava akımı kafaları plakaların sürekli bir miktar
yukarısında tutar. Eski disklerde plakayla kafa arasında 0,2 mm
civarında bir boşluk varken modern disklerde bu boşluk 0,07 mm
civarındadır. Disk çalışmadığı zaman da kafalar plakalar üzerinde
Landing Zone denilen bölgelerde sabit olarak dururlar. Bu bölge bilgi
depolamak için kullanılmaz. Güçte ani bir kesilme veya dengesizlik
sonucu kafa disk yüzeyine çarpar ve Head Crash dediğimiz kafa çarpma
olayı olur. Kafa landing zone yerine bir sektörün üzerine düşerse o
sektör hasar görerek kullanılamaz hale gelir ve kullanılamayan bu bozuk
sektöre Bad Sector denir. Diski tekrar sorunsuz kullanabilmek için
Scandisk gibi bir araç kullanarak diskteki bad sectorler
kullanılmamaları için işaretlenmelidir. Başka bir yöntemse diske low
level format atarak sektörleri tekrar oluşturmaktır, bu esnada sektörler
plakadaki bozuk kısımlar atlanarak sağlam bölgelerde tekrar
oluşturulur.
Okuma/yazma
işlemi aslında çok karmaşıktır; bunu sizlere en basit haliyle anlatmaya
çalışacağım: Bir plakaya bilgi yazmak için kafadan plakaya akım
dalgaları gönderilir ve bu akımla yüzeydeki hedef nokta polarlanır. O
nokta manyetik polarizasyonuna göre 0 veya 1 değerini alır ki ikili
sistemle çalışan bilgisayarlarımız için anlamı olan tek değerler
bunlardır. Okuma sırasındaysa okunacak noktanın kafadaki boşlukta
yarattığı manyetik alanın yönüne göre o noktanın değerine (0 veya 1)
ulaşılır.

Aslında bir kafada okuma ve yazma için ayrı kısımlar bulunur ve yukarıdaki şekilde olduğundan çok daha karmaşıktır.
Kafaların
disk yüzeyinde içeriye ve dışarıya doğru hareketini sağlayan ayrı bir
motor vardır ve kafalar bu motora bağlı kolların ucunda dururlar. Kafayı
tutan kolla kafadan oluşan yapıya Head Gimbal Assembly (HGA) denir. Bu
motor sayesinde kafa, plaka üzerindeki farklı izler üzerinde işlem
yapabilir. Modern disklerde voice coil adı verilen motor teknolojisi
kulanılır. Çalışma prensibi hoparlörle aynıdır.

Sarımlardan akım geçtiğinde HGA denen yapı hareket eder ve sarımlardan
geçen bu akımın yönüne göre kafa plaka yüzeyinde içe ve dışa doğru
hareketler yapar. Bu sayede bir okuma/yazma kafası palaka üzerindeki
farklı izlere gidip gelebilir.
Kontrol Kartı
Son olarak inceleyeceğimiz kısım ise kontrol kartı. Bir kontrol kartının diski “kontrol” ettiğini söyleyebiliriz. Plakalardaki sektölerin, izlerin, hatalı sektörlerin ve landing zone denen bölgenin fiziksel yerleri kontrol kartına kaydedilir ve kontrol kartı da kafaları bu bölgelere yönlendirir. Hard diskler bilgisayarlarımızla veriyollarını kullanarak haberleşirler ve veriyoluyla hard disk arasındaki bağlantıyı kurmak da kontrol kartının en önemli görevlerindendir.
Diskin tamponlama için kullandığı bellek ve veriyoluyla haberleşmesini
sağlayan kontrol yongaları bu kartın üzerindedir. Hard disk arızaları
kontrol kartı yüzünden de meydana gelebilir, bu durumda diskinizin
kontrol kartını aynı model bir kontrol kartıyla değiştirerek diskinizi
tekrar kullanılabilir hale geitrebilirsiniz. Kontrol kartı hard diskin
alt kısmına vidalanır ve sadece tek bir bağantıyla diske bağlanır, bu
yüzden kontrol kartını değiştirmek çok kolay bir iştir.
Bir Hard Diskin Kapasitesini ve Performansını Belirleyen Özellikler
Bir
hard diskin nasıl çalıştığını öğrendikten sonra bir hard disk hakkında
yorum yapabilmek için bilmemiz gerekenlere kısaca bir göz atalım.
Hard
disklerde kapasiteyi plakalardaki veri yoğunluğu ve plaka sayısı
belirler. Modern disklerde çift yüzlü ve 80 GB`a kadar veri depolayan
plakalar kullanılır. Bir hard diskin performansı hakkında yorum yaparken
kullandığımız en önemli kavramlar plakaların dönüş hızı, erişim süresi
ve veri aktarım hızıdır.
- Dönüş Hızı: Plakarın
dönüş hızıdır. Plakalar masaüstü sistemlerimizde kullandığımız IDE
disklerde genelde 5400 veya 7200 RPM (Rotates Per Second, dakikadaji
dönüş hızı) hızında dönerken SCSI disklerde bu hız 15000 RPM`ye kadar
çıkabilir.
- Erişim Süresi: Okuma/yazma
kafasının disk üzerindeki bir noktaya ulaşması için geçen süre.
Ortalama erişim süresi modern IDE disklerde 10 ms`nin altındayken SCSI
disklerde daha da düşüktür.
- Veri Aktarım Hızı: Hard diskin saniyede aktarabildiği veri miktarıdır. Kullanılan arabirime ve diskin özelliklerine göre değişir.
Arabirimler
Günümüzde
hard diskler için en çok kullanılan arabirimler masaüstü
sistemlerimizde görmeye alışıtığımız IDE ve sunucularla iş istasyonları
pazarına hakim olan SCSI`dir.
IDE
bir donanım standardı değil, işlemciyle hard disk arasındaki veri
akışının kontrolüyle ilgili bir standarttır. IBM`in Advanced Technology
(AT) arabiriminden geliştirilen Paralel ATA (AT Attachment) arayüzüyle
arabirim için bir komut seti tanımlanarak hard disk ve bilgisayar
arasındaki haberleşme için evrensel bir standart oluşturuldu. IDE
arabirimin yaratılış amacı uygun fiyat ve uyumluluktur, bu yüzden de
masaüstü sistemlerde kısa zamanda en yaygın arabirim haline geldi.
Paralel ATA arayüzü sürekli gelişerek günümüzde Ultra ATA/133`le 133
MB/s hızına ulaştı ve bundan sonra da yerini Serial ATA`ya bırakması
bekleniyor.
Serial
ATA`da veri iletimi paralel değil seri olarak yapılıyor, Paralel ATA`ya
göre avantajlarını kısaca aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Daha az pin ve daha düşük voltaj.
- Daha ince bağlantı kablosu (Belki de biz son kullanıcıların ilgisini en çok çeken özellik, bu sayede kasa içi hava akımını düzenlemek çok daha kolay olacak).
- Daha gelişmiş hata bulma ve düzeltme olanakları.
SCSI
arabirimiyse günümüzde profesyonel uygulamar için sunucularda ve iş
istasyonlarında kullanılır. SCSI arabirminin maliyeti IDE`ye göre
oldukça yüksektir. SCSI arabiriminin IDE arabirimine göre en büyük
avantajı asenkron çalışmasıdır, yani IDE aygıtlarda olduğu gibi aynı
kontrolcüye bağlı SCSI aygıtlar birbirlerinin performansından ve veri
aktarımından çalmazlar. Ayrıca SCSI arabirimi için kullanılan “SCSI Host
Adapter” kartlar üzerlerinde veri aktarımını düzenlemek için ayrı bir
işlemci ve çoğu zaman da tampon olarak kullanmak için ek bir bellek
bulundururlar ve bu yüzden SCSI aygıtlar sisteme IDE aygıtlara göre çok
daha az yük bindirirler. Paralel ATA ile kanal başına sadece iki aygıt
kullanılabilirken SCSI arabirimiyle her kanala 15 taneye kadar cihaz
bağlanabilir. Bu sayı stanadart masaüstü sistemlerin ihtiyaçlarının çok
üstünde olsa da özellikle sunucuların ihtiyaçlarını düşünürsek onlar
için bir gerekliliktir.

IDE
arabirimini kullanan disklerin aksine, SCSI diskler uzun yıllar boyunca
sorunsuz çalışmak için üretilirler ve çalışma ömürleri IDE disklerden
çok daha uzundur, sunucular için bu da bir gerekliliktir. Ayrıca sisteme
bindirdiği yükün fazla olmaması ve erişim süresinin de daha az
olmasından dolayı özellikle video montajı gibi sisteme çok ağır yük
bindiren ve verilerin sabit bir hızda kesintiye uğramadan su gibi akması
gereken uygulamalarda SCSI diskler IDE disklerden çok daha üstündür.
SCSI disklerin bir avantajı da yapıları gereği çoklu erişim için uygun
olmalarıdır. Bir IDE diskte bir dosyaya aynı anda iki kaynak ulaşmak
isterse performans &
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder